Mekanın Temsilinde İmkan Olarak Metin

Mekanın Temsilinde İmkan Olarak Metin

“Dublin; bu kentin görüntüsü, bir gün yeryüzünden silindiğinde, bir rehber kitap gibi Ulysses’e bakarak, yeniden, eksiksiz bir biçimde kurulsun istiyorum.” 1 James Joyce, 1922 yılında yayınladığı Ulysses’i en açık haliyle bu cümle aracılığıyla özetler. Joyce’un oldukça iddialı, hatta bir meydan okuma olarak yorumlanabilecek bu yargısı dönemin modernist ruhu ile koşut izleğe sahiptir. Keza İlhan Berk, 1980’li yıllarda kaleme aldığı Galata isimli kitabını Joyce’a benzer bir söylem ile tanımlar. Berk; Memet Fuat’a yazmış olduğu bir mektubunda sokak sokak dolaştığı, notlar aldığı, gerek semt sakinlerini gerekse kentsel çevreyi tanımladığı kitabında; “Galata bir gün yıkılırsa bu kitap ile yeniden kurulabilecektir” yargısını paylaşır. Gerek Joyce, gerekse Berk yargılarında yazınsallığın mimari ve kentsel mekânı temsil etme gücüne vurgu yaparlar.

Mimarlık ve edebiyat özelinde ele alındığında mimarlığın temel unsuru mekân; edebiyatın ise metin olarak tanımlanabilir. Mimarlık hacimsel; edebiyat ise hacimsiz bir disiplin olmakla beraber birbirleri ile kesiştikleri ve birbirlerini bütünledikleri birçok arakesit bulunur. Her iki kavram da ortak paydada düşüncenin temsil edilme aracı olarak nitelenebilir. Bu durum gerek mimarlığın, gerekse edebiyatın birer sanat olma durumlarını pekiştirir. Aristo, Poetika’da, bir sanat eseri ortaya konulurken; seslerin kullanılması aracılığı ile musiki, renklerin kullanılması aracılığı ile resim, taş ve toprağın kullanılması aracılığı ile mimarlık ve heykelin elde edilebileceğini vurgular. Sanat eserini var etme yolları; yüzeyde, hacimde, seste, sözde, bedende var etme olarak özetlenmekle birlikte ortak payda düşüncenin temsili ve anlam aktarımıdır.

Geçtiğimiz yüzyıl; bilim, felsefe ve sanat dalları arasında disiplinlerarası çalışmaların yoğunlaştığı bir dönemi tanımlar. Bu dönem özelinde felsefe, bilim ve sanat dalları arasında eşzamanlı ve ardzamanlı ilişkiler ve kesişimler ortaya konulmuştur. 20.yy’ın ikinci yarısında edebiyat, felsefe, toplumbilim ve sosyoloji özelinde geniş bir külliyat sunan Roland Barthes, edebiyatı tüm bilimleri kapsayan bir alan olarak tanımlar.2 Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren dilbilim, birçok bilim türünün ortak çalışma konusu haline gelmiştir. Dilbilim özelinde gerçekleştirilen çalışmalar yapısalcılık ve ardyapısalcılık ekseninde gelişmiştir. Mimarlık özelinde dilbilim çalışmaları; mimari / kentsel mekânın doğrudan bir metin gibi okunması ya da mimari / kentsel mekâna dair bilginin metinler üzerinden okunması şeklinde, iki ayrı yaklaşım üzerinde yoğunlaşmıştır.

Yazının devamı ekli bağlantıdadır;  mekanın temsilinde imkan olarak metin

 

Prev Mekanlar I Zamanlar I İnsanlar
Next Osman Serhat Erkekli ile Söyleşi

Comments are closed.

Right click is disabled on this website